19 Ocak 2016 Salı

Eyyy Merkür!

Yeni yıla Merkür retrosuyla başladık hayırlısı… 5-25 Ocak tarihlerinde etkisini göreceğimiz bu geri gidiş, sosyal medyada da gözlemlediğim kadarıyla birçoğumuzun canına okumuş durumda. Herkes her şeyin ters gittiğinden şikayetçi.Oysa sadece iletişimle ilgili sorunlar yaratabileceği söyleniyordu bu Merkür seyrinin. 

Herşeyi Merkür retrosuna bağlamak biraz saflık olur tabii. Böyle bir ortamda mutluluktan bahsetmek bile ayıp gibi gelmeye başladı artık. İtiraf edelim, nerdeyse paranoyaklaşıp birşeylerin ters gitmemesi durumunda bir terslik olduğunu düşünmeye başlayalı uzun zaman olmadı mı? Adele, çalıntı (öyleyse de iyi ki çalmışlar muhteşem olmuş!) olduğu iddia edilen şarkısında ne diyor “hayatın bir parti olduğu zamanları özledim ama bu bir milyon yıl önceydi…”

Madem mutluluklar bir milyon yıl öncesinde kaldı daha az acı çekmek için bir yol bulmalı diye düşündüm ben de… Her Türk insanının yapması gereken şeyi yaptım. Kalkıp psikiyatrıma gittim. 8 yıldır ara ara ziyaret ederim kendisini. Zaman zaman biraz didişsek de zekasına güvendiğim az sayıdaki insanlardan biridir. Her sorunu çözecek bir iksiri bulunur. Yeter ki derdinizi iyi anlatın, ne istediğinizi açıkça ortaya koyun.

Örneğin, aşk acısı mı çekiyorsunuz? Elbette ilaçlar terk eden sevgilinizi geri getirmeyecektir ama terk ettiğine göre bir şekilde onu aklınızdan çıkarmanız, hayatınıza devam etmeniz gerekiyor.  Bazı ilişkilerden kurtulmak daha acılı bir süreçtir. Siz çok aşıksınızdır da o size yeterince değer vermiyordur ya da aldatılmış olabilirsiniz. Ya da ne bileyim, ayrılma sebebiniz ne olursa olsun, alışkanlık vardır, yokluğuna dayanmak çok zordur, ciddi acı çekersiniz. Takıntılı bir şekilde onu düşünürsünüz, eskiden zevk aldığınız hiçbir şey tat vermez olur filan. Genelde bu gibi durumlarda “çivi çiviyi söker” kuralı işlemez, hatta ters tepebilir. Tecrübeyle sabitse denenmez bile. İşte bu durumda doktorunuzun kapısını çalar ve “unutmak istiyorum” dersiniz. İlaçların gücü korkutur insanı. İsteseniz, konsantre olsanız bile onu düşünmeye, hop bir bakarsınız aklınız başka yerlerde. Böyle böyle alışır insan, beyin vazgeçer sonunda takıntısından. Öyle üç günde olmaz tabii bu ama yanan yerinize tuz değil buz basmış olursunuz en azından ;)

Mesela, öğrencilik biteli çok olmuş ama mesleki bir sınav var geçmeniz gereken. Bir türlü konsantre olup oturup çalışamıyorsunuz. İlacı var efendim üzülmeyiniz. 5-6 saat aralıksız çalışmanız mümkün. Gerçekten de ara vermek ister ve bir de bakarsınız ki fark etmeden yine çalışmaya başlamışsınız! Sınav başarıyla geçilir, koşup öpmek istersiniz doktorunuzu ama ikinizde soğuk ve mesafeli yaratıklar olduğunuzdan böyle bir şey yapmazsınız tabii :)

Başınıza bir felaket gelir. Yakınınız, canınız ölümcül bir hastalığa yakalanır. Oturup ağlayarak ona yardım edemezsiniz. Çökkün bir ruh haliyle dolaşmanızın ona hiçbir faydası olmayacağı gibi aksine zararı olur. Siz güçlü olup ona moral vermek, yanında olmak, fiziken daha aktif olup ihtiyaçlarına yetişmek zorundasınızdır. Sanırım acıların en büyüğü de budur. Yaşamayana hikaye gibi gelir. O yüzden kimselerden anlayış beklemeyin. Amerika ve Avrupa’da bu gibi hasta ve hasta yakınlarını bir araya getiren terapi grupları çok yaygın. Bizde de var ama daha çok İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde. Psikolojik destek almak çok önemli.  Antidepresan kullanmanın ciddi faydalarını görürsünüz. Gerçekleri hiçbir ilaç değiştiremez ama aniden geliveren bir hıçkırığı, sabahları gözünüzü açar açmaz boşalan yaşları, tahammülsüz, alıngan, geçimsiz, sinirli bir insana dönüşmenizi bir ölçüde kontrol altına alabilirsiniz sanıyorum ve umuyorum :)

Verilebilecek daha yüzlerce örnek var. Hem de hayati şeyler. Her yıl yüzlerce kadınımızın eşleri, sevgilileri, babaları, kardeşleri tarafından öldürülmesi gibi. Keşke birileri de çıkıp “bu adamlar hasta, tedavi görmeli” deseydi. Kadınlarımız polise sığınmadan çok önce bir psikiyatra gidip danışsalardı eşleriyle yaşadıkları sorunları. Hatta askerlik gibi zorunlu bir psikolojik tedavi sürecinden geçirilseydi tüm erkekler! Yazık ki bizde tam tersi olur, öldürülmediyse şayet ilişkilerden yaralanan kadınlar tedavi görürler genelde, asıl hasta olan adamlar yerine.

Neyse işte... Sözüm acı çekmekten zevk almayan insanlaradır. Bir çaresi bulunur yani. A siz anestezisiz bir ameliyat istiyorum diyorsanız ille de, buyrun alın, bol şans :)


Uzun yazı oldu. Köşe yazarları bile artık okunmayacak endişesiyle böyle uzun uzadıya yazmıyorlar. Neyse ki para kazanmıyorum buradan, istediğim gibi yazabilirim :) yani şekil olarak ;) Okunacak binlerce güzel kitap filan varken kim neden bir bloğu okur anlayabilmiş değilim zaten :) Neyse efendim ben gidip Adele dinleyeyim biraz. Siz Hello dinlerken ben Million Years Ago… Size de tavsiye ederim, sözlerini paylaşarak bitireyim de kayda değer bir şey olsun bari bu yazıda ;)

Million Years Ago
I only wanted to have fun
Learning to fly, learning to run
I let my heart decide the way
When I was young
Deep down I must have always known
That is would be inevitable
To earn my stripes I'd have to pay
And bare my soul

I know I'm not the only one
Who regrets the things they've done
Sometimes I just feel it's only me
Who can't stand the reflection that they see
I wish I could live a little more
Look up to the sky, not just the floor
I feel like my life is flashing by
And all I can do is watch and cry
I miss the air, I miss my friends
I miss my mother, I miss it when
Life was a party to be thrown
But that was a million years ago

When I walk around all of the streets
Where I grew up and found my feet
They can't look me in the eye
It's like they're scared of me
I try to think of things to say
Like a joke or a memory
But they don't recognize me now
In the light of day

I know I'm not the only one
Who regrets the things they've done
Sometimes I just feel it's only me
Who never became who they thought they'd be
I wish I could live a little more
Look up to the sky, not just the floor
I feel like my life is flashing by
And all I can do is watch and cry
I miss the air, I miss my friends
I miss my mother, I miss it when
Life was a party to be thrown
But that was a million years ago
A million years ago

9 yorum :

  1. Yine de çivi çiviyi söker, bence denemelisiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette :) Ama her durumda değil, zamanla insan o öngörüyü kazanıyor, ne zaman söker ne zaman geri teper az buçuk tahmin edebiliyorsunuz. Bir hatadan diğerine yatay geçiş yapmaya da gerek yok hani ;)

      Sil
  2. Hello'yu dinledikten sonra merhaba demek istedim, yazı uzun ancak akıcı ve icten, keyifle okudum.ikizler burcuyum ve burcumu yöneten gezegen merkür,amanın endielenmelimiyim ben simdi ne yapmalıyım zaten kafam bir milyon, neye bir kahve iyi gelir, sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba :) Güzel yorumunuz için çok teşekkürler öncelikle :) Merkürün geri hareketi her burcu aynı şekilde etkiliyor sanırım o yüzden ekstra endişe etmeyin :) Ben de boğayım ama...;) Neyse az kaldı zaten 25 Ocak şuracıkta, bittiyor yani retro şükür. Kahve herşeye iyi gelir, afiyet olsun, sevgiler :)

      Sil
  3. Blogumada beklerim tesekkurler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geldim, gördüm, izliyorum :) Sağlıklı Yaşam Gurusu, herkese tavsiye ediyorum:)

      Sil
    2. Aa cok sevindim diyecektim ama bloguma baktim takip edenlerde goremedim sizi ben?

      Sil
    3. Ada Tuna benim :) son yazınızı da okudum yorumumu bloğunuza da yapacağım ama şu kadarını söyleyim ağlattınız beni sonunda, güldüğüme bakmayın burada :) çok güzel anlatmışsınız, çok içten, duygu yüklü bir yazı, tebrik ederim, sevgiler :)

      Sil
    4. Hay Allah bende diyorum bu arkadas kim kusura bakmayin lutfen :) ayrica yazimi begenmeniz beni mutlu etti.yorumunuzu zevkle okurum sevgiler :)

      Sil