1 Nisan 2014 Salı

Kedi canını...

Seçim meçim bitti çok şükür.

Milletçe çok eğlendik yine…

Twitter’ın mwitterın kökünün kazındığı ülkemiz, hesapta Bakanlar Kurulu kararıyla yaz saati uygulamasına bir gün gecikmeli olarak girecekti ama aklı evvel telefon ve bilgisayarlarımız bu karara uymayarak kafalarına göre takılmayı tercih ettiler (Yani neymiş? Teknoloji ferman dinlemezmiş!). Evinde analog saatinin olmadığı anlaşılan, komple son teknoloji vatandaşlarımızın bazıları görev icabı, bazıları da sandık kaçarsa diye sabahın erken saatlerinde okullarına koştular.

Bayramlık cicilerimizle, formalarımızla oylarımızı kullandık, sandık başı selfielerimizi sosyal medyada paylaşarak bu tarihi günü de ölümsüzleştirdik tabii ki.

Akşam, siyasi tercihimize göre bir kanal seçerek geçtik TV’nin başına. AA ve CHA sonuçlarının tutarsızlığı, CHA’ya yapılan siber saldırılar falan tartışılırken, bir yandan da 40 ilde elektrik kesintileri yüzünden mum ışığında oylar sayılmaya devam ediyor, hile, yolsuzluk haberleri, tutanakları gırla gidiyordu.
Sonuçlar üç aşağı beş yukarı belli olunca balkondan zafer ilan edildi. Bunun üzerine morali bozulan muhalefetin sandık bekçileri “hay ben böyle kaderin …” diyerek evlerine dağıldılar.

Meydanlarda “hırsız var” diye bağıran bu ilginç insancıkların aklı sonradan başına gelmiş olmalı ki şimdi oylarına sahip çıkmaya karar verip “kurtuluş mücadelesi” başlattılar. Vaktinde dersine çalışmayan tembel çocuk bütünlemeye kalmış, kahramanca çalışıyor! Yandı gülüm keten helva! İşin kötü yanı utançlarından yerin dibine girmeleri gerekirken hala bu durumu iktidarın “kirli oyunu” diye basbas bağırarak duyuruyorlar bir de... Ne bekliyordun ki sen arkadaşım sandığı onlara bırakıp giderken?

Bu arada hükümetin Enerji Bakanı, elektrik kesintileri ile ilgili “kedidir kedi!” şeklinde çok bilimsel  bir açıklama yapıyor. Kötü kedi Şerafettin! 1 Nisan şakası bile olamayacak kadar kötü! Hadi bizimle dalga geçiyorsun da insan bunun dışa yansımalarını bir düşünür canım! Avrupa, Amerika sana demez mi sokakta başı boş kedinin ne işi var diye! Çok rezil olduk valla çok! Sonra bunun kedi severleri de var! Ya o kedi(ler) trafoda çarpılsa ölse! Sahi kediye ne olmuş acep? 

Beni en çok güldüren bir başka yorum da uzayda yaşadıklarını düşündüğüm bazı entel-dantellerden geldi. CHP gibi ideolojisi ne idüğü belirsiz hale gelen bir parti yerine, gerçek bir SOL partiye ihtiyacı varmış bu memleketin! El insaf! “Ateyiz” misin nesin kardeşim bir dur da düşün hele. Kafasını koparsan sol partiye oy vermeyecek insanların yüzdesini görmek istiyorsan buyur AKP’nin seçim sonuçlarına bir daha bak! Bu kadar mı halkından kopuk olur bir adam? Bu kadar mı hayal dünyasında yaşar?

Tüm bunların gerçek olduğuna inanmayı reddediyor artık bünye… Kabus bu kabus olmalı, komedi tadında bir kabus! Allah’ım aklımıza mukayyet ol lütfen!

*****
Bunca yolsuzluk iddiasına karşın AKP’nin neden hala  %45 oy aldığına akıl sır erdiremeyenlere:

1- Her ne kadar, başta Erdoğan ve Kılıçdaroğlu olmak üzere, siyasetle
yatıp kalkan bir grup bu seçimi referanduma dönüştürse de halkın
azımsanmayacak bir bölümü bunu (aslında tam da olması gerektiği gibi)
yerel bir seçim olarak görmüş ve beğendiği, çöpünü iyi toplayacağına
inandığı “adam”a oy vermiştir.

2- Halk, fakiri zenginiyle, ekonominin bozulmasından çok korkmaktadır.
Özellikle gelir düzeyi düşük olan kesim, zaten kıt kanaat geçinirken
yeni bir partiyle (hem de sağlam bir duruş sergileyememiş bir
partiyle)maceraya atılmak istememiş, mevcut düzenini korumayı tercih
etmiştir. Yani, biz Twitter kapandı derdindeyken o adam akşama evde
kaynatacağı aşı düşünmektedir. 

3- Ana muhalefet partisi ve liderinin sicili de çok temiz olmayıp, halk
geçmişi unutmamaktadır.

4- Muhalefetin hiç aklından çıkarmaması gereken şey, bugün, yolsuzluk
iddialarından rahatsızlık duyan insanların kenetlenmesini sağlayan en
önemli unsurlardan birinin Erdoğanın sert ve nefret dolu söylemleri
olduğudur. Yani bu başarı CHP ya da MHP'nin değil, yine AKP'nin
başarısıdır! Muhalefetin asla başaramayacağını yine Erdoğan
gerçekleştirmiştir.Kendisini bu kadar yıpratıp bağırmasa oy oranı ne
olurdu merak ediyorum doğrusu!

Sonuç olarak… Ne denir bilemedim… Padişahım sen çok yaşa! Ya da bugünün anlam ve önemine istinaden : "Kedi canını senin!" demeli... 

Durumumuzu özetleyen en güzel söz belki de şu:

"Aslında en zor olan şey karanlık bir odada kara kediyi bulmaktır. Özellikle de odada bir kedi yoksa..."

Kediyi tez vakitte bulduk bulduk! Yoksa papazı bulacağımızın resmidir!





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder